Grup hepsi üyeleri tatilden farklı anlamlar çıkarıyor
Gülçin: Caz vokal eğitimi alacağım
Cemre: Anneannemle olacağım
Eren: Kaz Dağları’na gideceğim
Yasemin: Yurtdışına çıkacağım..
grup hepsinin dört güzel üyesi, Cosmogirl dergisinin temmuz sayısına yaz röportajı verdi. Kilyos Solar Beach’te bu yaza damgasını vuracak kıyafetler ve aksesuvarlara da mankenlik yapan grup üyeleri, tatil planlarını, yanlarına neler alacaklarını anlattı ve giymekten en çok hoşlandıklarını sıraladı. İşte Hepsi kızlarının yaz röportajı…
* Sizin için yaz ne ifade ediyor?
Eren: Yaz gelmeden önce hep özgürlük heyecanı doluyor içime. Özgürce istediğimi yapabilecekmişim gibi geliyor.
Yasemin: Bana kalırsa insanların en çok neşe dolduğu, en mutlu olduğu dönem. Kışın insanlar daha suratsız oluyor.
Cemre: Eskiden çok hareketli günleri ifade ediyordu ama artık güzel havayı ve derin bir nefes çekmeyi ifade ediyor.
Gülçin: Tatil! Dalyan! Annem Dalyanlı ve orada yazlığımız var. Her yaz oraya giderim.
TATİL DEDİĞİN ÖZGÜR OLMALI Bu yaz tatil planlarınız ne?
Eren: Sörf! Her sene yaptığım bir plan bu. Geçen sene yoğunluktan dolayı hiçbir yere gidememiştim. Bu yaz birkaç kere Alaçatı’ya gitmek istiyorum. Bir de Kaz Dağları var aklımda. Çok eskiden gitmiştim, tekrar gidip dinlenmek istiyorum. Tatil anlayışım değişti açıkçası bu sene. Yaşlı insanlar gibiyim!
Yasemin: İspanya’da ve Atina’da arkadaşlarım var. Uzun süredir beni çağırıyorlar. Oralara gitmek istiyorum. Belki sörfe başlayabilirim. Ben, fıtığım olduğu için biraz tırsıyorum açıkçası.
Cemre: Yurtdışına gitmek istiyorum. Tarihi eserlere karşı büyük ilgi duyuyorum. Bir de anneannemle vakit geçirmek istiyorum.
Gülçin: Annemle tatile gittim. Bodrum’a gideceğim. Bir de caz vokal eğitimi almak istiyorum.
Tatil dediğiniz nasıl olmalı?Eren: Özgürce hareket edilebilen bir şey olmalı. Beş yıldızlı otellere gidip, dışarıya adım atmamak bana göre değil. Benim en sevmediğim tatil mantığıdır bu. Turlarla seyahat etmeyi de çok sevmiyorum çünkü kendi başınıza hareket edemiyorsunuz. Tur sırasında gözüm nereye kayarsa oraya kaçarım ben.
Yasemin: Tatilde herkes özgür olmalı, bir yere koşturmak zorunda olmamalı, yeni yerler keşfetmeli. Yazlıkları olan kişiler bile ayrı bir keşif tatili yapmalı bence.
Cemre: Ya dinlendirici ya da eğlenceli olmalı tatil. Eskiden deli gibi eğlenmek vardı hep aklımda, şimdiyse dinlendirici olmasını tercih ediyorum.
Gülçin: Denizin olduğu bir yerde olmalı tatil; kitap olmalı, şezlong olmalı… Tatilde sadece kendi istediğim şeyleri yapmalıyım.
Tatil bavulunuzu hazırlarken en çok nelere dikkat edersiniz?
Eren: Bol bol beyaz atlet alırım yanıma. Benim için kurtarıcılar. Bermuda şortlarımın sayısı da çok olur. Bavulun büyük bir kısmını da şampuanlarım, kremlerim kaplıyor. Sırf onlara yer açılsın diye kıyafetlerimi presliyorum. Bavulun haricinde fotoğraf makinemin çantası da olur yanımda. Yasemin ve ben grubun fotoğrafçılarıyız.
Yasemin: Kıyafet olarak tercih ettiklerim bermuda şortlar ve tişörtler. Bakım ürünlerim de bavulda oldukça yer kaplar.
Cemre: Büyük bavul kullanmamaya dikkat ediyorum öncelikle. Saç ürünlerimin yanımda olması çok önemli. Çok zor bir saçım var çünkü. Mutlaka yanımda olması gereken albümler vardır. Kıyafet olarak da salaş elbiseler, şortlar ve tişörtler alırım. 3-4 çift bikiniyi de unutmamak gerek.
Gülçin: En çok kozmetik ürünlerime dikkat ediyorum. Kıyafet konusunda biraz bonkör davranıyorum. Sonra pişmanlık duymak istemiyorum çünkü. Tabii bu, tatile beş bavulla gittiğim anlamına gelmiyor…
Havuz mu, deniz mi? Yasemin: Tabii ki deniz! Havuzdan nefret ederim. Mikropların buluştuğu bir yermiş gibi geliyor.
Eren: Ben de havuzu hiç sevmiyorum. Deniz varken havuza girenleri de hiç anlamam.
Cemre: Havuzun sınırları var, deniz ise uçsuz bucaksız. Gülçin: Denizi tercih ediyorum. Daha doğal ve hijyenik.
Yaz aylarında şehir içinde ne giymeyi tercih ediyorsunuz?Eren: Genelde bermuda şort, askılı body ve spor ayakkabı giyiyorum. Bu sene, tarzım olmamasına rağmen elbise giymeye de başladım.
Yasemin: Yaz mevsimi başlamadan parmak arası terlik giymeye başlarım. Yazın ayakkabı geçirmem ayağıma. Kısa şort ve etekleri giymeyi sevmiyorum. Uzun etekler ve bermuda şortlar ilk tercihim.
Cemre: Bol bol atlet giyerim. Genelde desensiz kıyafetleri tercih ediyorum. Uzun elbiseler de favorilerim aslında. Hatta bazılarını kendim dikiyorum.
Gülçin: Genellikle etek ve şort giyiyorum. Yazın tüm renklerini üstümde taşımayı seviyorum.
Yazın kışı, kışın da yazı özler misiniz?
Eren: Kışı hiçbir zaman özlemeyenlerdenim. Ben hep ilkbaharı ve sonbaharı özlerim. Yaz da güzel ama hiçbir zaman özlemiyorum.
Yasemin: Her zaman yaz olsun istiyorum.
Cemre: İçinde bulunduğumuz mevsimi yaşamayı seven biriyim ben.
Gülçin: İkisinin de tadı çok başka.
Albümünüzün ismi niçin ‘Hepsi Şaka’?
Çocukken dinlediğimiz ve sevdiğimiz şarkıları söylemek istedik. Seçtiğimiz şarkıların çoğu esprili ve tiyatral sözler içeriyor. O yüzden tamamen şaka gibi oldu.
Cover bir albüm yapmak sizi korkutmadı mı?
Büyük bir korku olmadı tabii ama kaygı yaşadık. Çünkü cover albüm yapmak, yeni albüm yapmaktan çok daha zor. Zaten seçtiğimiz parçaların geçmişte en iyi halleri yapılmış, onu kötüleştirme riski var. Bu parçaların daha iyilerini yapmak değildi amacımız. Sadece Hepsi tarzıyla yorumlamak istedik. Bütün parçaların içine yeni rap bölümleri yazdık mesela.
BÜYÜKLERE NOSTALJİ
Cover parçalarla dinleyici kitlenizdeki yaş profili genişler mi dersiniz?
Anne ve babalar da beğeniyor bu albümü. Sonuçta onların da gençliğinde dinledikleri şeyler. Çocuklar için yeni bir albüm, büyükler için ise nostalji albümü oldu.
Kız gruplarında artış var. Ne düşünüyorsunuz?
Çok güzel bir şey bu. Sadece biz vardık. Neyse ki şimdi sayı arttı ve çeşitlilik oldu. 4 Yüz çıktı, şimdi de MP3 adlı bir kız grubu çıktı.
çııÖÖçşgrup hepsi ile ilgili çok komik fıkralar
çııÖÖçş–PATLICAN OTURTMA–
Hepsi bir gün yemeğe Cemre’ye gitmeye karar vermişler.Gitmeden önce Cemre’yi aramışlar.
Eren:
Cemre bugün sendeyiz canım,yemeğe geliyoruz bak ona göre.
Cemre:
Tamam.Akşama hazır olur herşey.
Aradan zaman geçer ve akşama yaklaşır.Gülçin,Eren ve Yasemin arabaya binerler(direksiyonda Gülçin tabiki) ve yola koyulurlar.
Cemre arkadaşlarını kapıda karşılamış ve hemen yemek masasına yönlendirmiş(tabi herkesin karnı zil çalıyor)Sıra yemek servisine gelmiş.Cemre yemeği getirmiş kapağı açınca herkes şok olmuş.
Gülçin:
Cemre bu ne yemeği?
Cemre:
Patlıcan oturtma.
Yasemin:
Cemre sen bize şaka mı yapıyorsun ya
Cemre:Yoo!Patlıcan oturtma diyordu ben de hepsini dik koydum.
Tabi bunu duyan Eren:
Vallahi diyecek söz bulamıyorum sana Cemre,Allah’tan karnı yarık ya da imam bayıldı istemedik senden …
–HEPSİ HOTEL–
Birgün Hepsi bir konserden sonra daha önceden rezervasyon yaptırdıkları hotele gittiler.Bu konser uzun bir turnenin son konserlerinden biridir.Gülçin,Cemre,Yasemin ve Eren ailelerini çok özlemişlerdi.Eve telefon açıp konuşmak istiyorlardı.İlk Gülçin telefona sarıldı ve:
Anneciğim bana dönünce enfes yemekler yapar mısın?(normalde Biz’e der ama fıkraya)
O’nu Yasemin izledi:
Babacığım sanırım hasta oldum,ama korkmayın ilaçlarımı yanıma almıştım…
Ardından Cemre:
Babacığım ben dönünce bana aldığın yeni filmleri izlemek için sabırsızlanıyorum,herkesi çok özledim…
Sıra Eren’e gelmiş ama Eren hiç oralı değilmiş.Diğerleri bu duruma biraz şaşırmışlar ve sormuşlar:
Aramızda en “ev kuzusu”( ) sendin şimdi niye aileni aramıyorsun?
Eren içten bir rahatlıkla cevap verir:
Benim ailem burada.der
Bunu duyan kızlar Eren’in etrafına toplanırlar ve onu kucaklarlar,Eren çok şaşırır ve ne olduğunu sorar.
Gülçin:
Yaa kız bizi ailesi gibi görüyor derken kapı çalar.Kapıyı bir açar ki Eren’in anne ve babası
Gülçin,Cemre ve Yasemin şok olurlar ve önce birbirlerine sonra da Eren’e bakarlar.Eren:
Ne oldu,niye şaşırdınız ki?Ben size ailemin burada olduğunu söylemiştim,der.O akşam herkes çok eğlenir ve Eren’in ailesi Hepsi Grubu’nun gerçek bir aile gibi oldunun farkına varır.
Eren:
E ben demiştim benim ailem burda diye,deyince Gülçin elindeki o bol kremalı pastayı Eren’in ağzına tıkar ve:
Evet demiştin canım der.
–MAKBULE TEYZE –
Gülçin evinden çok çıkmayan bir genç kızdır.Grup arkadaşlarını yanında göremediği zamanlar evde zaman harcar veya yan komşusu olan Makbule Teyze’ye gider.Makbule Teyze ununu elemiş,eleğini asmış bir insandır ama Hepsi’nin de esaslı bir fanıdır.Bir gün Makbule Teyze’nin Almanya’ya kızını ziyarete gitmesi gerekirOnu geçirenler arasında tabi ki Hepsi de vardır.Gülçin yine o gün evde otururken kapı zili çalar.Gelen bir diğer yan komşusu Remziye Teyze’dir.O da yaşını başını almış bir hanımdır.Ayakları onu zar zor taşımaktadır
Remziye Teyze:
Gülçin kızım bir fincan şekerin var mı?der.
Gülçin:
Tabiki Remziye Teyzeciğim,sen şöyle bir otur dinlen azıcık ben hemen getiriyorum şekeri.
Bir koşu mutfağa gidip şekeri getirir.Remziye Teyze’ye verir.Remziye Teyze:
Vallahi çok makbule geçti!der.
Gülçin şaşkınlıkla sorar:
Nasıl olur Remziye Teyze?Onu az önce ben yolcu ettim.der.
Birşey anlayamayan Remziye Teyze eve varınca şaşkınlıkla kızına şöyle der:
Vallahi zamane kızları pek bir acayip,baksana Gülçin az önce onu yolcu etmiş,herhalde onbiri bekliyor.